Tokenizasyon çılgın bir konsept… Her krizin bir fırsat olduğunu söyleyip dururlar ama meseleye küçük tüccar gibi bakmaktansa biraz daha derine inelim mi? Ara sıra size krizlerin tesadüfi olmadığını, küme içinde yeteri kadar hareket alanına sahip olmayan bir grubun kendi görüşleri doğrultusunda tabanı ve entelijansiyayı ikna etmek için yarattığı bir dümen olabileceğini anlatmaya çalıştım. Kurumlar düzeyinde bir mücadelenin görünen yüzü olabileceği gibi daha büyük bir resimde bir fırça darbesi de olabilir. Düşünmeye devam edelim, bir balon neden yaratılır? Kontenjtürel olarak devam ettirilmesi istenirse bu nasıl başarılır?
Hâlâ çok anlaşılmayan ve bilinmeyen bir kavramımız var; tokenizasyon! Web3’ün yükselen yıldızı tokenizasyon, şişmiş emlak piyasasının geleceğini şekillendirme potansiyeline sahip mi? Bu iki dünyanın nasıl kesiştiğine ve tokenizasyonun emlak piyasasını nasıl etkileyebileceğini birlikte inceleyeceğiz ve sonuçları üstüne düşünürken geleceğin neye benzeyeceğini hayal etmeye çalışacağız.
Başlıklar
Tokenizasyon Nedir ve Emlak Piyasasına Nasıl Entegre Edilir?
Tokenizasyon, fiziksel veya dijital bir varlığın blockchain üzerinde temsil edildiği bir süreç. Bir nevi, varlığı/asset’i dijital bir tapunun içine koymak gibi düşünebilirsin. Bu sayede, varlığın mülkiyeti ve değeri kolayca takip edilebilir, bölünebilir ve transfer edilebilir hale gelir. Peki, bu durum emlak piyasasında nasıl bir oyun değiştirici olabilir?
Mesela, milyon dolarlık bir villa, binlerce token’a bölünebilir. Bu sayede, daha önce bu yatırımı yapamayan küçük yatırımcılar bile, villanın bir parçasını satın alarak emlak piyasasına adım atabilirler. Bu hem emlak piyasasındaki likiditeyi artırır hem de daha fazla insanın yatırım yapma fırsatı yakalamasını sağlar. Diğer bir ifadeyle emlak piyasasında tokenizasyon, bir mülkün veya mülk üzerindeki payların/hakların dijital token’lara dönüştürülmesi anlamına gelir. Bu sayede, mülk sahibi olmak veya mülke yatırım yapmak çok daha erişilebilir hale gelir.
Biraz daha somutlaştıralım, 10 milyon dolar değerinde bir binayı düşünelim. Bu binayı temsil eden 10.000 adet token oluşturarak, her bir token’ı 1.000 dolar değerinde yapabiliriz. Böylece, 10 milyon dolarlık bir yatırımı daha küçük parçalara bölerek, daha fazla yatırımcının emlak piyasasına katılmasını sağlarız.
Tokenizasyon, Emlak Balonunu Nasıl Besleyebilir?
Şimdi gelelim asıl soruya: Tokenizasyon, şişmiş emlak balonunun devam etmesine neden olabilir mi? Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayır.
Tokenizasyonun getirdiği kolaylıklar ve erişilebilirlik, emlak piyasasındaki talebi güçlü bir şekilde artırır. Asgari ücretli çalışan sayısının en yüksek olduğu ülkelerden biri olan Türkiye’de küçük yatırımcılar için yeni bir yatırım aracı, zaten yüksek emlak piyasasına doğrudan bir akış anlamına gelicektir. Diğer yandan Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen yatırımcılar için işlerin çok kolaylaşacağını hesaba katmak gerekir. Daha fazla insanın emlak yatırımı yapması, fiyatların daha da yükselmesine neden olacağı düşünülecek ilk şey de olsa gerçekten öyle mi olur diye sorgulayalım.
Emlak Piyasasının Tokenizasyonunun İlk Etkileri
Tokenizasyon bu aşamada bireysel ev sahiplerinden değil büyük konut projelerinden gelecektir. En iyi ihtimalle çok büyük olmasa da orta ölçekli konut projeleri varlıklarını tokenize etmeyi deneyebilir. Bu akım genel emlak piyasasına yayılana kadar konutları şişirmeyecektir. Bireysel olarak evini tokenize etmek isteyen kişilerin ise sınırlı kalacağı varsayılabilir! Nihayetinde tokenizasyon, insanlara karmaşık gelecektir ve regüle edilmiş bir piyasa yasal düzenlemeler gerektirir. Büyük emlak projeleri, bu altyapıyı oluşturmak ve sürdürmek için gereken finansal kaynaklara ve uzmanlığa sahipler. Bireysel ev sahipleri veya küçük ölçekli projeler için bu süreç pek kolay olmayabilir.
Ayrıca kurumsal yatırımcılar ve büyük sermaye sahipleri, tokenize edilmiş emlak yatırımlarına daha fazla ilgi gösterecek ve risk yönetimi, portföy çeşitlendirmesi açısından büyük projeleri tercih edeceklerdir. Bireysel konutlara kıyasla, büyük projeler daha güvenilir ve likit yatırım araçları olarak algılanacaklar. Çünkü büyük emlak projeleri daha yüksek likidite sağlama potansiyeline sahip. Bunun yatırımcılar için daha cazip olacağını ve fikir tabana yayılana kadar davranışlarını daha fazla etkileyeceğini söyleyebiliriz, muhtemelen oldukça uzun bir süre böyle devam edecek. İlk verdiğim örnek gibi, 10 milyon dolarlık bir proje binlerce tokena bölünebilirken, ortalama bir evin tokenizasyonu çok daha sınırlı kalacaktır.
Bu yeni yatırım aracını deneyimlemek isteyen yatırımcı profilinin bireysel konutlardan ziyade, profesyonel yönetilen, getiri potansiyeli yüksek büyük projelere yönelecektir. Bu da tokenizasyonun etkisinin öncelikle bu segmentte hissedileceğini gösterir.
Bir süre sonra büyük projelerden başlayan tokenizasyon trendi, zaman içinde orta ölçekli projelere yayılabilir. Ancak bu süreç, genel konut piyasasını etkileyecek kadar hızlı olmayacaktır. Bireysel konutların tokenizasyonu, teknolojik ve yasal altyapının tam olarak oturmasını bekleyecek ve bunun ötesinde kullanışlı, basit bir arayüze ihtiyaç duyacaktır.
Peki, bu orta ve büyük ölçekli konut projelerinin tokenizasyonu dar gelirli sınıfın zaman içinde ev sahibi olmasını yahut makul bir yatırım yapmasına neden olabilir mi? Cevabını düşüneceğiniz bir soru olarak boşlukta bırakıyorum bunu. Rasyonel bir yanıtınız varsa düşüncenizi duymak isterim.
Emlak Piyasasının Tokenizasyonunda Riskler
Tokenizasyonun getirdiği bölünebilirlik, bazı projelerin aşırı değerlenmesine yol açabilir. Bir projenin token’larının hızla değer kazanması, yatırımcıların projeye olan ilgisini daha da artırabilir ve bir balon oluşumunu tetikleyebilir. Ancak, bu teknolojinin potansiyel risklerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Söylemeliyim ki, tokenizasyonun getirdiği likidite ve erişilebilirlik, emlak piyasasında aşırı dalgalanmalarına neden olabilir. Olabilir mi?
Bu nedenle, tokenizasyonun emlak piyasasına entegrasyonunun dikkatli bir şekilde yapılması gerekiyor. Yatırımcıların bilinçlendirilmesi, regülasyonların geliştirilmesi ve piyasanın yakından takip edilmesi, tokenizasyonun potansiyel risklerini nasıl minimize edileceğinin tartışılması gerekiyor.
Tokenizasyonun Avantajları Nedir?
Fraksiyon mülkiyet bunlardan biri. Tokenizasyon bu alanda, “ya hep ya hiç” mantığını ortadan kaldırıyor. Artık bir evin tamamına sahip olmak zorunda değilsiniz. İstediğiniz oranda, bütçenize uygun şekilde mülk sahibi olabilirsiniz. Bu durum, özellikle genç nesillerin emlak piyasasına girmesini kolaylaştırabilir. Diğer yandan olası bir global emlak krizinde, tokenizasyon bir çıkış yolu sunabilir. Tokenların bölünebilirliği ve likit yapısı sayesinde, büyük mülklerin daha kolay elden çıkarılması mümkün olarken, kriz dönemlerinde piyasanın daha hızlı toparlanmasına yardımcı olabilir.
Genç nesiller ise konut krizinden en çok hasar alan grubu oluşturuyor, TÜİK verilerine göre, Türkiye nüfusunun yaklaşık %15.3’ünü 15-24 yaş arası gençler oluşturuyor. Tokenizasyon, bu genç nüfusa emlak piyasasına erken yaşta girme ve birikim yapma fırsatı sunabilecek fırsatı yaratabilir. Böylece genç nesillerin, gelecek kaygılarını bir nebze azaltıp ve finansal okuryazarlığı artırabilir.
Şimdi değilse de yarın için tokenizasyon hem Türkiye’de hem de globalde emlak piyasasını etkileyip, şekil verebilecek bir konsept olarak, gelecek hakkında bir öngörü yaratıyor. Geleceğin neler getireceği bilemesek de ona hazırlanmak için yeterli zamana sahibiz. Her kriz bir fırsat yaratır, tokenizasyon sadece emlak piyasası için değil, pek çok sektör için o fırsatı temellendirecek konsept olacaktır. Sonraki yazılarımda emlak sektörünün bu entegrasyona ne kadar hazır olduğunu anlatacak ve uzman görüşlerini alacağım. Bu konsept bazıları için bir kurtuluş olurken dinozorlar için bir meteor olabilir. Düşüncelerinizi iletmekten çekinmeyin. Kalın sağlıcakla.
Krizlerin tesadüfi olduğunu mu düşüyorsun? Japon emlak balonu ile ilgili yazım.
Daha ilginç rastlantısallıklarla ilgileniyorsan: Kondratieff Döngüleri ve Bitcoin