SEC’in ( Securities and Exchange Commision ) ne olduğunu anlayabilmek için dilerseniz önce nasıl ve hangi amaçla kurulduğuna bir göz atalım. 1929 yılında Wall Street’in çöküşünün ardından çok sayıda şirket tarafından ihraç edilen menkul kıymet ciddi anlamda değer kaybına uğradı. Öncesinde verilen yanlış ve yanıltıcı bilgiler nedeniyle halkın ABD piyasalarına olan güveni de aynı şekilde yıkılmıştı. İşte bu bağlamda Kongre, kaybolan güveni yeniden tesis edebilmek amacıyla 1933 yılında “Menkul Kıymetler Yasası” ve 1934 “Menkul Kıymetler Borsa Yasası” olmak üzere SEC’i oluşturan iki yasayı kabul etti. Yani temel olarak, SEC 1934 yılında ABD’de de kurulan bir kamu kurumu olarak karşımıza çıkmaktadır. SEC olarak bilinen bu Menkul Kıymetler Borsası’nın temel amacı ise federal menkul kıymetler yasalarının düzenlenmesi ve uygulanması yolu ile ABD genelinde güvenilir bir finansal piyasa ortamı temin ederek ekonomi üzerinde olumlu bir etki oluşturmaktır. Dolayısıyla SEC’in misyonunu şu 3 farklı başlık üzerinde değerlendirebiliriz:
1. Menkul kıymetler borsalarında kamuya karşı tam açıklamayı teşvik ederek adil ve düzenli bir işleyiş ortamı hakim kılmak.
2. Yatırımcıları piyasadaki hileli ve manipülatif çeşitli eylemlere karşı korumak.
3. Sermaye oluşumunu daha kolay bir hale getirmek.
Başlıklar
SEC Nasıl Çalışır?
SEC, ABD başkanı tarafından atanan ABD Senatosu tarafından onaylanan bir başkan ve 4 komisyon üyesinden oluşan bağımsız federal bir kurum olarak hizmet vermektedir. Her komisyon üyesi veya başkan 5 yıllık bir görev süreci sonunda koltuklarını devrederler. Altı bölüm ve 26 ofisten oluşan yapı dört binden fazla kişiyi istihdam etmektedir. Bahsedilen altı departman ise sırasıyla şunları kapsamaktadır:
1. Şirket Finansmanı ( Corporation Finance ) : Bu departmanın görevi temel olarak şirketleri hem halka açıldıkları dönemlerde hem de düzenli olarak açıklama ve raporlama yasalarına tabi tutmaktır. Bu sayede yatırımcıların daha bilinçli ve güvenli bir şekilde karar alması sağlanmaktadır.
2. İncelemeler ( Examinations ) : Bu departman vasıtası ile ABD menkul kıymetlerini etkileyen mevut süreçler ve düzenlemelerin analiz edilip değerlendirilmesi sağlanmaktadır.
3. Ekonomik ve Risk Analizi ( Economic and Risk Analysis ) : Bu departman, SEC’in ajansın geri kalanındaki eylemleri bilgilendiren analitik ve veri girişimlerini yönetir.
4. Yatırım Yönetimi ( Investment Management ) : Bu departman,karşılıklı fonlar, para piyasası fonları ve ETF’ler dahil olmak üzere yatırım şirketlerini denetler.
5. Uygulama ( Enforcement ) : Bu departman ise menkul kıymet ihlallerini soruşturur ve herhangi bir suistimal durumunu medeni cezalar ve ABD mahkeme sistemi yoluyla kovuşturur.
6. Alım-Satım ve Piyasalar ( Trading and Markets ) : Ticaret ve piyasalar departmanı, menkul kıymet profesyonellerini, borsaları ve diğer piyasa katılımcılarını düzenleme görevini üstlenir. Ayrıca, tüm yatırımcılar için adil bir oyun alanı sağlayabilmek adına piyasa standartlarını oluşturur ve sürdürür.
SEC’in Kriptoya Etkileri Nelerdir?
Kripto para piyasasının son yıllardaki inanılmaz yükselişi ve insanların geleneksel fiat para birimlerine olan ilgisinin kripto dünyasına doğru kayması ile birlikte devletlerin de bu alana hakim olma arzusu ve çabası da körüklenmiş oldu. Neticede böyle hızlı büyüyen bir endüstri güç odaklarının dikkatini üzerine çekmeyi başardı. İşte bu noktada aklımıza söyle bir soru takılmış olabilir: Devletlerin kripto para piyasalarına regülasyon getirmesinin sonuçları neler olabilir?
İşte bu noktada, yüzümü ABD Menkul Kıymetler Borsası SEC’e çevirip sorumuzun cevabını burada arayabiliriz. SEC, kripto para piyasalarını halihazırda denetlemekte olduğu tüm finansal düzenlemeler kervanına tabi tutma çabasına öncülük ediyor. Bu bağlamda, çok da uzak olmayan bir tarihte, Nisan 2022’de SEC başkanı Gary Gensler, kripto para ticaretinin %99’unun gerçekleşmekte olduğu en büyük 5 borsayı ticari menkul kıymet şeklinde tanımlayarak bu borsaların da SEC’e kayıt olmaları ve yürürlükteki yasalara uymaları gerektiğini ifade etti.
Bu noktada aklınıza, peki menkul kıymet nedir ki şeklinde bir soru takılmış olabilir. Bu soruyu cevaplandırabilmek için mahkemelerce birden fazla kez onaylanan 1946 tarihli bir Yüksek Mahkeme kararına, Howey Testine göz atabiliriz. Bahsi geçen teste göre bir işlemin menkul kıymet olarak nitelendirilebilmesi için 4 kriter gözetilmelidir.
Bunlar;
- Para yatırılması
- Yatırımcının kar elde edeceği beklentisi olması
- Yatırımın ortak bir işletmede olması
- Karın başkalarının çabalarıyla elde edilmesi şeklinde sıralanmaktadır.
İşte bu noktada Gary Gensler promosyoncular pazarlama yapıyor ve yatırım yapan halk, başkalarının çabalarına dayalı olarak kar beklentisi içine girerek bu tokenların çoğunu satın alıyor şeklinde bir açıklama ile Howey Testine dayanarak görüşlerini desteklemektedir.
Gary Gensler buna ek olarak, stablecoinler ve diğer kripto paralar için mali düzenlemelerin daha fazla uygulanması gerektiğini düşünmektedir. Hatta bu bağlamda SEC Mayıs 2022’de Siber biriminin personel sayısını 30’dan 50’ye çıkaracağını ve bahsi geçen kripto paralar için mali düzenlemelerin uygulanmasını desteklemek amacı ile bu birimi Kripto Varlıklar ve Siber Birim şeklinde yeniden adlandıracağını açıklamıştı. Dolayısıyla Gensler’in görüşlerine göre kripto varlıklar menkul kıymet olduklarından SEC’e kayıt edilmeleri gerekmektedir. Peki bahsi geçen durum yaşanırsa kripto dünyasında bizleri neler bekleyebilir? Dilerseniz daha fazla ayrıntıya yer vererek bu konuyu derinlemesine inceleyelim.
Yeni Tokenlar Regülasyonlara Tabi Tutulabilir
SEC’in tokenlar konusundaki duruşunun netleşmesi yeni bir olay değil. Çünkü, SEC 2017 yılında ICO’nun ( initial coin offering ) patladığı dönemde tokenların da birer menkul kıymet olduğu fikrine zaten karar kılmıştır. Hatta SEC, 2020 yılında Ripple Labs Inc.’e ve iki yöneticisine Ripple’ın menkul kıymet arzları için kayıt gerekliliklerine uymaksızın XRP token sattıkları gerekçesiyle dava açarak birçok ICO ihraççısının para cezasına çarptırılmasını sağlamıştır.
ICO benzeri yeni nesil projelerin bir çoğu genellikle merkezi bir yöneticileri olmadığından ya da tokenlar oyun içi nesneler ya da dijital sanat eserleri gibi koleksiyonları temsil ettiğinden ötürü menkul kıymetler yasalarından muaf gibi gözüküyor olsalar da bu tokenların yatırım şeklinde satılması halinde menkul kıymetler yasalarına tabi olmaları kaçınılmazdır.
Örneğin ,Şubat 2022’de BlockFi Lending LLC, kripto para kredilerine değişken faiz oranı ödeyen BlockFi Faiz Hesaplarını menkul kıymet olarak kaydetmediği için SEC ve 32 eyaletle yaptığı bir anlaşmada 100 milyon dolar ödemeyi kabul etmiştir.
Stablecoin’ler Daha Fazla İnceleme ile Karşılaşabilir
Regülatörler açısından bir başka muhtemel odak noktası olarak değeri dolara veya başka bir itibari para birimine sabitlenmiş blockchain tokenları olan stablecoinlerin çoğalması gösterilebilir. Çoğu stablecoin, büyük miktarda nakit, hazine bonosu veya diğer düşük riskli varlık rezervlerini elinde tutarak peg’lerini geri alır.
Örneğin, Terra (UST) algoritmik stablecoinin Mayıs 2022’deki çöküşü, diğer stablecoinler ve düzenlemeleri hakkındaki endişeleri artırmıştır. En büyük stablecoin olan Tether’in (USDT) destekçileri, 2021’de New York Başsavcısı ile yaptığı anlaşmada 18,5 milyon dolar ödedi ve Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu tarafından aynı yıl rezervlerini yanlış beyan ettikleri iddiaları nedeniyle 41 milyon dolar para cezasına çarptırıldı.
Sonuç olarak SEC’in kısa tarihçesini, ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve kripto dünyasına etkilerinin neler olabileceğini masaya yatırmış olduk. Elbette birçok insan kripto paraların birer menkul kıymet olmadığını, dolayısıyla bu kripto paraların fiat money dediğimiz geleneksel para birimlerine uygulanan regülasyonlara tabi tutulmasının adil olmadığını düşünürken, SEC başkanı örneğinde olduğu gibi birçok insan da Howey Testi’ndeki şartları sağlayan her varlığın menkul kıymetler statüsünde değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Umarız bu yazımız kripto paraların düzenlemelere tabi tutulmadığı ve tutulduğu durumlarda yaşanması muhtemel senaryolara bir nebze ışık tutarak sizin de bu konu hakkındaki fikirlerinize katkı sağlayabilmiştir.
Kaynak:
“Teksas Menkul Kıymetler Kurulu SBF’yi Duruşmaya Çağırdı” başlıklı haberimizi okumak için buraya tıklayabilirsiniz.