Bir kurumdan borç almanın veya borç vermenin bir maliyeti vardır. Bankalar ve finans kurumları, insanların kendilerine emanet ettiği mevduatlardan para kazanıyor. Kendilerinden borç alan insanlardan ödünç alınan paranın belirli bir yüzdesini alarak kar elde ederler. Bu yazıda, yıllık yüzde oranının (APR) ne olduğunu, APR türlerini ve APR hesaplamayı inceleyeceğiz.
Başlıklar
APR nedir?
Yıllık yüzde oranı veya APR nedir sorusunu, APR bir finansal kuruluştan bir yıl boyunca borçlanmanın toplam maliyetidir şeklinde yanıtlandırabiliriz. Yıllık yüzde oranı, borçlanma maliyetini hesaplamak için iyi bir yoldur çünkü gecikme ücretleri, kapanış ücretleri ve idari ücretler gibi ekstra masraflar da dahil olmak üzere borçlanma ile ilgili tüm maliyetleri hesaba katar.
APR, geçerli olduğu durumlarda faizin bileşik etkisini dikkate almaz. APR, farklı borç verenler arasındaki maliyetleri karşılaştırmak için kullanılır.
APR türleri
İki tür APR vardır:
- Sabit APR: Sabit bir APR’de, ödünç alınan anapara tutarına uygulanan faiz oranı değişmez. Faiz oranına göre hesaplanan APR de sabitlenecektir. Oranda bir değişiklik yoktur ve bu nedenle o parayı ödünç almak için yılda ödenen miktar aynı kalır.
- Değişken APR: Anaparaya uygulanan faiz oranı zaman zaman değiştiği için değişken bir APR değişebilir. ABD birincil borç verme oranının hareketine bağlıdır. Değişken doğa, faiz oranında yukarı doğru bir artış olduğunda, borçlunun daha fazla ödediği anlamına gelir.
APR ne kadar yüksek olursa, borçlu tarafından o kadar fazla faiz ödenir. Faturalarını tam ve zamanında ödeyen kredi kartı sahipleri, APR’den etkilenmeme eğilimindedir. Bunun nedeni, APR’nin kalan bakiyeye göre hesaplanmasıdır. Bakiye tam olarak ve zamanında ödenirse, APR uygulanmayacaktır.
APR nasıl hesaplanır
APR hesaplama işlemini gerçekleştirebilmek için anapara tutarını, kredinin kaç yıl süreceğini ve kredinin faize ek olarak maruz kaldığı ek masrafları dikkate almanız gerekir.
APR’yi hesaplamak için aşağıdaki adımları kullanın:
- Faiz oranını hesapla
- İdari ücretleri faiz tutarına ekleyin
- Kredi tutarına bölün (anapara)
- Kredi vadesindeki toplam gün sayısına bölün
- Hepsini 365 ile çarp (bir yıl)
- Yüzdeye dönüştürmek için 100 ile çarpın
İşte yıllık yüzde oran formülü:
APR = ((Faiz + Ücretler / Kredi tutarı) / Kredi vadesindeki gün sayısı)) x 365 x 100
Örneğin, Frances iki yıl için %5 faiz oranıyla 2.000 dolar borç alıyor. Kredinin kapanış idari maliyeti 200$’dır. APR’yi bulmak için önce basit faiz formülünü kullanarak bu kredinin faizini hesaplayın:
bir = (P(1+RT)
Nerede:
- A = tahakkuk eden toplam tutar
- P = asıl
- R = faiz oranı
- T = zaman periyodu
Bu durumda:
- P = 2000 $
- R = %5
- T = 2 yıl
Bu nedenle, A = ( 2000(1+0,05×2)) veya A = 2.200$.
Tahakkuk eden faiz = A – P = 2200$ – 2000$ ve faiz = 200$.
Ardından, faizi kapanış maliyetine ekleyin. APR formülünü kullanarak, ücretler + faiz = 200$ + 200$ = 400$.
Son olarak kredi tutarını ve dönem sayısını bölüp 100 ile çarparak yüzde elde edin.
NİS = (400/2000) / 2 x 1 x 100 = %10
Bu kredinin APR’si% 10’dur.
APR hesaplamalarından, bu kredinin faiz oranı %5 gibi görünse de, tüm masraflar dahil edildiğinde bu kredinin gerçek yıllık maliyetinin %10 olduğunu keşfedebilirsiniz.
APR ve APY
APR hesaplama yazımızda değineceğimiz bir sonraki konu APR ve APY arasındaki farklar olacak. APR yıllık olarak kredinin gerçek maliyetini verirken yukarıda görüldüğü gibi kredi basit faiz üzerinden hesaplanmadığında kredinin bileşik etkisini dikkate almıyor.
Yukarıdaki faiz ödemesinin hesaplanması, öğrenci kredileri veya ipotek kredileri gibi uzun vadeli krediler için yaygın olarak kullanılmayan basit bir faiz modeline dayanmaktadır.
Bir kredi faizinin bileşik etkisini hesaba katmak için, APR yerine yıllık yüzde getiriyi (APY) kullanabilirsiniz.
Yıllık yüzde getiri, bileşik faizin bileşik doğası dikkate alındığında, bir tasarruf mevduatından kazanılan miktardır. Yıllık yüzde verim, tasarrufların veya yatırımların bir dönem boyunca getireceği toplam tutarı verir.
Yıllık yüzde oranı ile karşılaştırıldığında, yıllık getiri, borç verenin parasını yatırarak ne kazanacağını, yatırımın kaç kez birleştirildiğini dikkate alarak ölçer.
Yıllık yüzde verimi hesaplamak için formül:
APY = 100[(1+ faiz/anapara) ^ (kredi vadesinde 365/gün)-1]
Örneğin, Frances bankaya 2000$ yatırdığı için 40$ faiz aldı. Yatırılan tutarın APY’sini hesaplamak için APY formülünü kullanın:
APY = 100[(1+40/2000)^(365/365)-1]
Yıllık yüzde verimi %2’dir.
APR ve nominal faiz oranı
Nominal faiz oranı, enflasyon dikkate alınmadan uygulanan faiz oranıdır. Bankacılık kurumlarının kullandığı reel faiz oranı değildir. Enflasyona göre ayarlandığında nominal faiz oranı, genellikle nominal faiz oranından farklı olan reel faiz oranı haline gelir.
Bankalar faiz oranlarının reklamını yaptığında, genellikle reklamı yapılan nominal oranlardır. Nominal oranlar, bankaların kredi vermek için kullandıkları taban oranlardır.
Mevduat sahipleri bir bankaya para yatırdıklarında veya yatırım yaptıklarında, yatırımlarından para kazanmayı beklerler. Kazanılan miktar, nominal faiz oranı ile değil, gerçek faiz oranı ile belirlenir.
Reel faiz oranı artabilir veya azalabilir. Bir artış olduğunda mevduat sahibi daha fazla para kazanır ve gerçek oranlar düşerse daha az kazanır.
APR ve nominal faiz oranı arasındaki temel farklar
APR ile nominal faiz oranı arasında aşağıdakiler de dahil olmak üzere birkaç önemli fark vardır:
- Yıllık yüzde oranı, yıllık toplam borçlanma maliyetini hesaplarken, nominal faiz oranı, ödünç alınan bir tutarın çektiği faiz oranıdır.
- Yıllık yüzde oranı, enflasyona göre ayarlanmış reel faiz oranını kullanır ve aynı zamanda yıllık borçlanmanın diğer yardımcı idari maliyetlerini de içerir. Nominal faiz oranı enflasyonu dikkate almaz.
- Bir borçlu için kredileri gerçekçi bir şekilde karşılaştırmak için yıllık yüzde oranı kullanılırken, kredileri karşılaştırmak için kullanılan nominal faiz oranı doğru olmayabilir.
APR’nin Dezavantajları
APR, borçlanmanın toplam maliyetini hesaplamak için iyi bir ölçü olsa da, kredileri karşılaştırmak için kusurlu kılan dezavantajlara da sahiptir. Bir kredi paketi seçerken APR’yi tek başına bir karşılaştırma endeksi olarak kullanmanın temel dezavantajları aşağıdadır:
- APR, yalnızca krediyi tam vadede ödeyeceğinizi bildiğiniz zaman çalışır. Krediyi yarı yolda yeniden finanse etmeyi planlıyorsanız, farklı bir borç verenden yeni bir APR almanın hüküm ve koşulları değişebilir ve bu da ilk APR hesaplamalarınızı işe yaramaz hale getirebilir.
- APR, borç verenden borç verene farklılık gösterir. Bir kredi için alışveriş yaparken, özellikle yan maliyetler ve değişken faiz oranları olmak üzere sunulan tüm oranları kontrol etmek önemlidir. Faiz oranı değişken ise, faiz oranındaki herhangi bir değişiklik kredinin toplam maliyetini etkileyeceğinden, APR doğru olmayabilir.
- APR, faiz oranlarının bileşik etkisini hesaba katmaz. Bir kredi seçiminde faiz oranının bileşik etkisinin olduğu durumlarda, APR iyi bir maliyet göstergesi olmayacaktır.
Sonuç olarak APR hesaplama başlıklı blog yazımızın sonuna gelmiş olduk. APR hesaplama yazımızda apr nedir, avantajları ve dezavatantajları nelerdir, apy ileri arasındaki farklar nelerdir ve apr hesaplama işlemi nasıl gerçekleştirlir gibi birçok konuya değinmiş olduk. Umarız faydalı ve bilgilendirci bir yazı olmuştur. Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle…
Diğer Yazılarımız:
- “Merkezi Kripto Para Borsası (CEXs) Nedir?” başlıklı blog yazımıza da göz atmayı unutmayın!
- Buraya tıklayarak “Korku ve Açgözlülük Endeksi” başlıklı blog yazımızı da inceleyebilirsiniz.