Yazarlarımızdan biri olan ve aynı zamanda sektörün değerli isimlerinden Mete Başkaya dört soruda BlackRock ETF’yi, SEC’in Coinbase ve Binance davalarını ve ESG çerçevesinde Bitcoin’e yönelik ekolojik kaygıları cevapladı.
Başlıklar
- 1 1-Daha önce bir yazınızda BlackRock’ın ETF’ini karadeliğe benzettiniz, bunu biraz açar mısınız?
- 2 2-SEC, Binance ve Coinbase’i dava etti. Birkaç ay önce ABD’li yatırımcıların kripto paraya ulaşmasını kolaylaştıran köprü görevi gören bankaların bir gecede elimine edildiğini gördük. Bu da ciddi bir likidite sorununa yol açtı. FedNow ise doların hegemonyasını korumak için köşede bekliyor. ABD’nin kripto para endüstrisine yoğun saldırılarından sonra BlackRock’ın ETF başvurusu ne anlama geliyor?
- 3 3- Binance ve Coinbase hedefteyken BlackRock’ın Coinbase Custody ile anlaşmasını bir çelişki değil mi? Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- 4 4- BlackRock başvurusunda fork’tan bahsediyor. ESG çerçevesinde Bitcoin’in çok fazla enerji harcadığı bahane edilerek bir fork yapabilir ve daha ekolojik yeni Bitcoin’in gerçek Bitcoin’den daha fazla değer kazanmasını sağlayabilir. Sizce Bitcoin’i uzun vadede elimine edebilecek bir çerçeve yaratabilirler mi?
1-Daha önce bir yazınızda BlackRock’ın ETF’ini karadeliğe benzettiniz, bunu biraz açar mısınız?
Bitcoin (BTC) ve diğer kripto paraların volatilitesi, yatırımcılar ve düzenleyiciler arasında sürekli bir endişe kaynağı oldu. BlackRock gibi büyük bir yatırım şirketinin ETF başvurusu, bu volatiliteyi daha da artırabilir. Peki neden, çünkü bu Bitcoin’e olan talebi artırır ve bu da fiyat dalgalanmalarını tetikler.
Kara delik benzetmesi, bu volatilite döneminden sonra bir durgunluk dönemi yaratabileceği için ve insanların volatilite FOMO’suna kapılarak zarar görebileceği ile alakalı. Yani yüksek volatilite dönemi, kara deliğin olay ufku gibi, her şeyi içine çeken ve ardından bir “sessizlik” dönemi bırakan bir süreç.
Bu durum, piyasanın aşırı ısınması ve ardından düzeltme dönemine girmesi gibi tipik bir finansal piyasa döngüsünü temsil edebilir. Ancak, kripto para birimleri hala nispeten yeni ve öngörülemeyen bir alan olduğu için, bu tür bir döngünün ne zaman veya nasıl gerçekleşeceğini tahmin etmek zor.
Sonuç olarak, kripto para yatırımcıları ve izleyicileri, bu tür gelişmeleri dikkatle takip etmeli ve potansiyel riskleri göz önünde bulundurmalı. Her zaman olduğu gibi, yatırımlarınızı çeşitlendirmek ve yatırım yaparken dikkatli olmak önemli.
2-SEC, Binance ve Coinbase’i dava etti. Birkaç ay önce ABD’li yatırımcıların kripto paraya ulaşmasını kolaylaştıran köprü görevi gören bankaların bir gecede elimine edildiğini gördük. Bu da ciddi bir likidite sorununa yol açtı. FedNow ise doların hegemonyasını korumak için köşede bekliyor. ABD’nin kripto para endüstrisine yoğun saldırılarından sonra BlackRock’ın ETF başvurusu ne anlama geliyor?
SEC, şimdiye kadar ABD’de spot Bitcoin ETF’nin lansmanına izin vermekten kaçındı. Ancak, BlackRock’ın başvurusu, bu durumun değiştirebilir.
BlackRock’ın Coinbase Custody ile olan anlaşması, bu başvurunun bir parçası. Coinbase, BlackRock’ın önerilen ETF’i için Bitcoin saklama hizmeti sağlayacak. Bu BlackRock’ın kripto para birimlerine olan güvenini ve bu alana yatırım yapma isteğini gösteriyor.
Ancak SEC’nin Coinbase ve Binance’i dava etmesi ve kripto para birimlerine yönelik düzenlemelerin artması, BlackRock’ın ETF başvurusunu zorlaştırabilir.
BlackRock’ın ETF başvurusu, kripto para birimlerine yönelik düzenlemelerin arttığı bir dönemde önemli bir adım. Bu başvuru, kripto para birimlerinin meşruiyetini ve kabulünü artıracak potansiyele sahip olduğu gibi düzenleyici zorluklar nedeniyle engellenedebilir. Bu durum, kripto para birimlerinin geleceği ve meşruiyeti üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak.
3- Binance ve Coinbase hedefteyken BlackRock’ın Coinbase Custody ile anlaşmasını bir çelişki değil mi? Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
BlackRock’ın Coinbase Custody ile anlaşması, ilk bakışta Binance ve Coinbase’in SEC ile yaşadığı hukuki sorunlarla çelişkili gibi görünebilir ama bu durum, kripto para birimlerinin ve bu alandaki hizmetlerin karmaşıklığını ve düzenlemelerin hızla değiştiği bir ortamda nasıl yorumlanabileceğini gösteriyor.
BlackRock, dünyanın en büyük varlık yöneticisi, kendi risk değerlendirmeleri ve stratejileri var. Coinbase Custody ile anlaşma yapmaları, belki de Coinbase‘in düzenleyici uyum konusunda daha fazla deneyime sahip olması ve bu nedenle BlackRock için daha az riskli bir seçenek olması nedeniyledir. Ayrıca, Coinbase Custody’nin, müşterilerin kripto varlıklarını saklama hizmeti sunan bir platform olduğunu unutmamak önemli ve bu hizmet doğrudan kripto para birimlerinin alım satımı ile ilgili değildir.
Öte yandan, Binance ve Coinbase’in SEC ile yaşadığı hukuki sorunlar, genellikle kripto para birimlerinin alım satımı ve bu alandaki düzenlemelere uyum konularıyla ilgili. Bu durum, BlackRock’ın Coinbase Custody ile olan anlaşmasının doğası ve amacı ile doğrudan ilgili olmayabilir.
BlackRock’ın Coinbase Custody ile anlaşması, kripto para birimlerinin ve bu alandaki hizmetlerin karmaşıklığını ve düzenlemelerin hızla değiştiği bir ortamda nasıl yorumlanabileceğini gösteriyor. Bu durum, kripto para birimlerinin ve bu alandaki hizmetlerin karmaşıklığını ve düzenlemelerin hızla değiştiği bir ortamda nasıl yorumlanabileceğini gösteriyor. Bu tür anlaşmalar, genellikle belirli bir risk değerlendirmesi ve stratejiye dayanır ve her şirketin kendi benzersiz durumunu ve hedeflerini yansıtır.
4- BlackRock başvurusunda fork’tan bahsediyor. ESG çerçevesinde Bitcoin’in çok fazla enerji harcadığı bahane edilerek bir fork yapabilir ve daha ekolojik yeni Bitcoin’in gerçek Bitcoin’den daha fazla değer kazanmasını sağlayabilir. Sizce Bitcoin’i uzun vadede elimine edebilecek bir çerçeve yaratabilirler mi?
Bitcoin’in enerji tüketimi, çevresel sürdürülebilirlik konusunda endişeleri artıran önemli bir konu. Bu, özellikle çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) standartlarına önem veren yatırımcılar için bir sorun olabilir. Ancak, Bitcoin’in bir fork ile “daha ekolojik” bir versiyonunu oluşturmanın ve bu yeni versiyonun orijinal Bitcoin’den daha fazla değer kazanmasını sağlamanın pratikte ne kadar mümkün olduğu konusu tartışmalı.
Öncelikle, Bitcoin’in bir fork’u teknik olarak mümkün olsa da bu fork’un geniş çapta kabul görmesi ve orijinal Bitcoin’den daha fazla değer kazanması, topluluk tarafından geniş çapta kabul görmesi ve desteklenmesi gerektiriyor. Bu özellikle Bitcoin’in merkeziyetsiz yapısı ve topluluğun çeşitli görüşleri göz önüne alındığında kolay değil.
İkincil olarak, bir Bitcoin fork’unun enerji tüketimini önemli ölçüde azaltıp azaltmayacağı belirsiz. Bitcoin’in enerji tüketimi, büyük ölçüde proof of work (iş ispatı) konsensus mekanizmasından kaynaklanmaktadır. Bu mekanizmayı daha enerji açısından daha verimli bir alternatifle değiştirmek, teknik ve topluluk düzeyinde önemli zorluklar doğurur.
Nihayetinde, Bitcoin’in enerji tüketimini azaltmak ve ESG standartlarına uyum sağlamak için çeşitli çözümler araştırılıyor olabilir, ancak bu çözümlerin uygulanabilirliği ve etkisi belirsizdir. Bitcoin’in uzun vadede “elimine edilip edilmeyeceği” veya yerini daha ekolojik bir alternatifin alıp almayacağı, birçok faktöre bağlı, bu da bu konuda kesin bir tahmin yapmayı zorlaştırıyor.