Ethereum, başta Vitalik Buterin ve Gavin Wood olmak üzere 8 kurucu ortağın çabaları ile 2015 yılında piyasaya çıkan ve ilk kez Kuzey Amerika Bitcoin Konferansında tanıtımı yapılan açık kaynak kodlu bir blockchain projesidir. Yani bu sistem esas olarak, blockchain teknolojisi tarafından desteklenen ve merkezi olmayan bir yazılım platformu olarak da ifade edilebilir.
Her ne kadar pek çok kişi Ethereum’u bir altcoin olarak görme yanılgısına düşüyor olsa da esasında Ethereum, blockchain teknolojisinin gelişmesini ve bu sayede de daha geniş bir yelpazede kullanılabilmesini vizyon edinmiş inovatif bir sistemdir. Ethereum ağı, kullanıcıların verilerini depolamak ya da merkeziyetsiz bazı uygulamaları çalıştırmak gibi çeşitli amaçlar için de kullanıma uygundur. Verileri tek bir şirketin kontrol ettiği Google veya Amazon’ un sahip olduğu ve işlettiği bir sunucuda yazılım barındırmak yerine, insanlar uygulamaları Ethereum blok zincirinde barındırabilir. Bu, kullanıcılara verileri üzerinde kontrol gücü sağlar ve her şeyi yöneten merkezi bir otorite olmadığından uygulamayı açık şekilde kullanabilmelerine olanak tanır.
Başlıklar
Ether ( ETH ) Nedir?
Ethereum ve Ether kullanıcılar tarafından sıklıkla birbirileriyle karıştırılsalar da aslında çok farklı kavramları ifade ederler. Bu kavram karmaşasının sebeplerinden biri olarak bazen hem etherin hem de ethereumun kripto para birimi anlamında kullanılması gösterilebilir. Fakat Ether aslında Ethereum platformlarında kullanılan ve dünyanın en büyük 2. kripto para birimine verilen addır. Tıpkı bitcoin gibi ether de herhangi bir aracı kuruma ihtiyaç duymaksızın, doğrudan bir başkasına ödeme yapmak veya bir başkasından ödeme almak için kullanılabilir.
Bunun aksine, Ethereum ise çok fonksiyonlu bir blockchain platformudur. Yani kısaca ifade etmek gerekirse Ethereum tüm ağı, ether ise onun üzerindeki ana kripto para birimini ifade eder diyebiliriz. Fakat en yakın rakibi bitcoinden farklı olarak Ether’in sabit olarak belirlenmiş bir arz sınırı mevcut değildir. Örneğin bitcoinin 21 milyon bitcoinlik bir üst üretim limitine sahiptir. Fakat ether için herhangi bir limit olmamakla birlikte şu an dolaşımda 119.120.909 adetin üzerinde Ether vardır ve buna ek olarak da her on iki saniye de bir beş yeni Ether oluşturulmaktadır.
Ethereum Nasıl Çalışır?
Ethereum, Bitcoin ağında olduğu gibi merkezi bir sunucu kullanmak yerine “node” olarak adlandırılan düğümler şeklinde ağa katılan kullanıcılar vasıtasıyla dünya genelindeki binlerce bilgisayarda mevcuttur. Elbette bu çalışma prensibi, blockchain ağının merkeziyetsiz bir yapıya bürünmesini sağlamakla beraber çeşitli siber saldırılara karşı güvenli hale de getirmektedir. Çünkü merkezi yapıların aksine bu sistem sayesinde düğümlerden herhangi biri çalışmadığı takdirde dahi diğer düğümleri sistemin ayakta kalmasını sağlayabilmektedir. Bunun ilaveten, Ethereum’un insanlara kendini dijital tokenlarını oluşturup, otonom uygulamalarını oluşturmalarına olanak sağlayan bir yapısı mevcuttur. Ethereum, tüm bu hizmetleri verebilmesini sağlayan bazı temel bileşenlerden oluşmaktadır. Dilerseniz gelin Ethereum nasıl çalıştığını tüm bu bileşenleri ele alarak daha derinlemesine inceleyelim.
1.Akıllı Kontratlar ( Smart Contracts)
Basit bir dille ifade etmemiz gerekirse akıllı kontratları blockchain ağı üzerinde çalışan programlanabilir bir sözleşme şeklinde tanımlayabiliriz. Bu sözleşmenin temel işlevi bir işlemin iki tarafı arasındaki ilişkiyi yöneten koşulları dijitalleştirmesini sağlamasıdır. Tüm bu koşullar blockchain üzerinde akıllı kontrat olarak programlandıktan ve başlatıldıktan sonra kendi kendilerine yürütülürler. Bu bağlamda Ethereum blockchainin bir başka özelliği olarak akıllı sözleşmeleri keşfeden ilk blok zincir oluşu gösterilebilir. Bu uygulama sayesinde blockchain teknolojisinin bilinirliği ve kullanım alanları inanılmaz şekilde artırarak merkeziyetsiz uygulamalarının çok daha fazla rağbet görmesini sağlamıştır.
2.Ethereum Blok Zinciri ( The Ethereum Blockchain )
Ethereum da tıpkı Bitcoin örneğinde olduğu gibi yapılan işlemleri onaylamak ve güvence altına alabilmek amacıyla blockchain teknolojisinden yararlanmaktadır. Blockchain dediğimiz kavram ise basit ifadeyle halka açık bir defter şeklinde özetlenebilir. Elbette sıradan bir defter değil, tüm onaylanmış işlem verilerini içeren ve bunları kronolojik olarak sıralanmış blok zincirler şeklinde muhafaza eden bir defterdir. Fakat blockchain teknolojisinin bundan daha da kıymetli olan özelliği bu defterin halka açık olmasıdır. Dolayısıyla blockchain, ağ katılımcılarının ve hatta ağa dahil olmayanların bile bu defteri kolayca takip edebileceği bir şeffaflık ortamı sağlar. Bahsi geçen bu defterlerin kopyaları ise “node” düğüm olarak adlandırılan küresel bir bilgisayar ağına dağıtılır. Bu düğümler sayesinde de tüm işlem ve akıllı sözleşme verilerinin doğrulanması ve kaydedilmesi gibi çeşitli görevler yerine getirilmiş olur.
Blockchainin sahip olduğu bu mimari sayesinde kullanıcların tümü bu defterin bir kopyasına sahip olur. Dolayısıyla bu durum da eklenen her yeni işlemin ya da içeriğin geçerli olup olmadığına toplu olarak karar verilip zincire kaydedilmesini ve kaydedilen işlemler küresel bilgisayar ağının her bir düğümüne işleneceğinden ötürü değiştirilmesinin olanaksız hale getirilmesine katkı sağlar. Fakat burda Ethereum’un Bitcoinden ayrıştığı çok önemli bir nokta mevcuttur. Bitcoin’de düğümler yalnızca işlem verilerini doğrulamak ve kaydetmek zorunda iken Ethereumda bu düğümlerin aynı zamanda ağın mevcut “durumunu” ( state ) da kontrol etmesi gerekmektedir. Ethereum ağının durumu ile kastedilen şeyler ise her kullanıcının bakiyesi, tüm akıllı sözleşme kodu, depolandığı yer ve yapılan değişiklikler dahil olmak üzere çalışan uygulamaların mevcut tüm bilgileridir.
3.Fikir Birliği Mekanizması ( Consensus Mechanism )
Ethereum ve Bitcoin’in çok yakın bir döneme kadar ortak noktalarından bir diğeri de işlemleri doğrulama prensipleriydi. Eylül 2022 tarihine dek Ethereum da işlemleri doğrulamak için “Proof Of Work” mekanizmasını kullanmaktaydı. Bu mekanizma temel olarak blokchaine bir sonraki zinciri eklemek için yarış içerisinde olan ve energy-intensive denen makineleri kullanarak birbirleriyle rekabet eden madencilik düğümlerini içermektedir.
Fakat çok yakın bir tarihte Ethereum bu sistemi terk ederek “Proof of Stake” denen başka bir sisteme geçmiştir. ”Ethereum Merge” şeklinde isimlendirilen bu süreç, Ethereum projesinin daha ölçeklenebilir, hızlı, düşük maliyetli ve merkeziyetsiz bir şekilde çalışması için atılan adımların başlangıcı olarak gerçekleşmiştir. Proof of Stake mekanizması blokları doğrulayabilmek amacıyla madencilik olarak adlandırılan ve “energy-intensive” yani çok fazla enerji gerektiren bilgi işlem gerektirmemesi yönüyle Proof of Work sisteminden farklılık göstermektedir. Bu sistem, Casper FFG olarak adlandırılan bir bitirme protokolünün ve LMD Ghost algoritmasının kaynaşmasıyla oluşturulan Gasper adı bir fikir birliği mekanizmasında birleştirilmiştir. Bu fikir birliği mekanizması vasıtasıyla onaycıların iş için nasıl ödül alacağı veya sahtekarlıkların nasıl cezalandırılacağı belirlenir.
4.Ethereum Sanal Makinesi ( The Ethereum Virtual Machine )
Ethereum yerel işletme sistemi olan Ethereum Sanal Makinesi, geliştiricilerin akıllı sözleşmeler oluşturmasını ve düğümlerin bunlarla sorunsuz bir biçimde etkileşime girmesini sağlar. Her düğümün kendi Ethereum Sanal Makinesi mevcuttur Ethereum geliştiricileri, tıpkı Javascript ve C++ gibi bir programlama dili olan Solidity ile akıllı sözleşmeler yazar. Solidity’de yazılan bu akıllı sözleşmeler insanlar tarafından okunabilir, fakat bilgisayarlar tarafından okunamayacağından Ethereum Sanal Makinesinin kolayca anlayıp uygulayabileceği, işlem kodları adı verilen düşük seviyeli makine talimatlarına dönüştürülmesi gerekir. Herhangi bir kullanıcı Ethereum’da dağıtılan bir akıllı sözleşmeye işlem gönderdiği takdirde her düğüm akıllı sözleşmeyi ve işlemi kendi Ethereum Sanal Makinesi aracılığıyla yürütür. Bu simüle edilmiş ortamda, her düğüm nihai sonucun ne olacağını ve sonucun geçerli bir işlem üretip üretmediğini görebilir. Tüm düğümler aynı geçerli sonuca ulaşırsa, değişiklikler yapılır ve güncellenen Ethereum durumu blok zincirine kaydedilir.
5.Ether
Ether, Ethereum ağı üzerinde hemen hemen her işlem için gereklidir ve ağ üzerindeki akıllı kontakları yürütmek için kullanıldığında “gas” ( gaz ) olarak adlandırılır. Ödemeniz gereken gaz miktarı, gerçekleştirmeyi planladığınız işlemin türüne ve doğrulanmayı bekleyen Ethereum işlemlerinin sayısına göre belirlenir. İşlem ne kadar karmaşıksa doğal olarak ödemek zorunda kalacağınız gaz ücreti de o kadar yüksek olur. Ethereum etheri depolayabilmek için ise banka hesaplarına benzer türde hesaplar kullanılır. Genel anlamda 2 tür hesaptan bahsedebiliriz.
Harici olarak sahip olunan hesaplar (EOA’lar): Normal kullanıcıların Ether tutmak ve göndermek için kullandıkları hesaplardır.
Sözleşme hesapları: Bu ayrı hesaplar, EOA’lardan veya diğer olaylardan eter işlemleriyle tetiklenebilen akıllı sözleşmelere sahip hesaplardır.
Sonuç olarak Ethereum’un ne olduğundan, nasıl çalıştığından bahsetmiş olduk. Günümüz itibariyle işlem hacmi açısından Bitcoin’in ardından ikinci sırada gelen Ethereumun, çalışma sisteminde gittiği değişiklerle en yakın rakibi ile arasındaki farkı gittikçe belirginleştirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Kaynak:
“Kripto Dünyasında Yaşanan En Büyük Hacklenmeler” başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.